Ülkemizde son zamanlarda ya da özellikle son 10 yılda diyelim, piyasaya çekirge sürüsü gibi, kendilerini “Gerçek üstat” “alanında her şeyi bilen” ilan eden, kendilerine “paramahamsa” gibi sıfatlar yakıştıran, Yoga’nın hiçbir dinle bağlantısı olmadığını iddia eden sosyete Yogacıları çıktı, öğrettikleri öğretiyi “Maha Yoga” olarak adlandırıyorlar ve eğitim karşılığında aynı Reikiciler gibi, para talep edip cepleri dolduruyorlar. Yani asıl öğrettiklerine “Maha Yoga” değil de “Ticari” Yoga diyebiliriz. Para karşılığı olan Yoga, asla ve asla Vedalar’dan, Upanişad’lardan, Patanjali’nin Yoga Sutralarından veya Hinduizm’in 6 astika (ortodoks) felsefe okuluna ait yazmaların hiçbirinden destek alamaz. Gerçek Yogi, para karşılığı Yoga satmaz, Yoga’yı karşılıksız, Tanrı rızası için veya o karşılığı bile beklemeden verir. Günümüzde gerçek, çeşitli Yoga üstatları Hindistan’da zor da olsa bulunmaktadır, öğrencilerini paraya göre değil de, kendileri ışık gördülerse seçerler. Kendilerine layık olan öğrenciyi seçer ve karşılıksız hiçbir şey talep etmeden eğitirler. Bu sistem, aynı Upanishad zamanında öğrencilerine “gizli bilgi” leri veren Rişi’lerinkine benzer, hiçbir şey talep edilmez. Yoga’nın kaynağı olan Hindu kutsal metinlerine göre gerçek Yoga eğitimi bu şekilde olur, bu şekilde değil de ticari amaçlarla Yoga eğitimi vermek, hiçbir Yoga metniyle, felsefesiyle ve anlayışıyla uyumlu olamaz. İşte Yoga’nın kaynağı olan metinlere göre “gerçek” bir Yogacı ile ticari Yogacı’nın farkı bu şekilde anlaşılır.
Bu tip ticari Yogacıların, her türlü yoga bilgisinin kendi tekellerinde olduğunu iddia etmek gibi bir saplantıları da vardır. Yani onlara göre “hakiki” olan Yoga o kuruma/kişiye aittir başka yerden öğrenilemez! Dolayısıyla onlara göre parası olmayan, eğitim masraflarını karşılayacak durumu olmayan insanlar herhalde bir sonraki reenkarnasyonu bekleyip zengin olmayı ummalılar! Ya da bu işe yıllarını vermiş başka yogacılar, onların öğretisine uymayan yogacılar da sahtedir(!) bir tek onların yogası doğru yogadır(!) “Hakiki” Yoga sadece onların okullarından, akademilerinden öğrenilir(!)
Şimdi, bu tipte çeşitli ticari neo- Yogacıların iddialarını tek tek değerlendirelim:
İDDİA 1: “Yoga bağımsız bir sistemdir, Yoga’nın Hinduizm ile ilgisi yoktur”
YANIT: Yoga Hinduizm'in bir ibadet şeklidir, "Yoga ile Hinduizm'in ilgisi yok" demek, "namaz kılmak ile islamın ilgisi yok" demek ile aynı şeydir ve oldukça saçma bir olgudur ama tabi ki ülkemizdeki insanlar Yoga'dan uzaklaşmasın diye bu ilişki reddediliyor ve kimi çevrelerce reddedilmeye devam edecek.
Yoga’nın tüm kaynakları yani Vedalar, Upanişad’lar, Patanjali’nin Yoga Sutraları, Brahma Sutralar, Bhagavad Gita hepsi de Hinduizm dininin kutsal kitaplarıdır. Bu kitaplarda sembolik anlamdaki “Yarı Tanrılar” ile Tanrı Şiva, Vişnu, Krişna, dinsel ritüeller ve sembolik anlamları, panenteizm felsefesi ve bunlarla bağlantılı olarak da Yoga’nın her türlü mistik ve felsefi yönü başından beri İÇ İÇE anlatılmıştır, birbirinden asla ayrılmamıştır; dinsel ayinler/ritüellerle sembolik ifadeler, Tanrı-evren ilişkisi ve bunların hepsiyle sıkı sıkıya bağlı olan Yoga felsefeleri asla birbirinden kopuk ayrı şeyler değildir! Bunlar ancak birbirleriyle açıklanabilmiştir! Dolayısıyla Yoga zaten Tanrı’da özümlenme, su damlasının okyanusla birleşmesi gibi onunla birleşebilme, onda özümlenip yok olma sanatıdır, kişinin yani bireysel ruhun,(atman) Üst ruh (paramatman) olan Tanrı ile birliğini idrak edebilmek için yapılan mistik bir ibadet biçimidir.
İDDİA2: “Hinduizm 5000 yıl önce ortaya çıkmıştır, Yoga ise evrenin oluşumuyla beraber ortaya çıkmıştır, Hindular yogayı kullanmıştır”
YANIT: Bu tip saçma iddialar genellikle ya bilgi eksikliğinden kaynaklanmaktadır ya da aşağıda bir sonraki iddia altında açıklayacağım 2 nedenden ötürü kasten ortaya atılmaktadır. Öncelikle, bu saçma iddiayı ortaya atan bir ticari yogacıya sorulacak en önemli şey, şu “evrenin oluşumuyla” ortaya çıkan Yoga’nın öğretisel KAYNAĞININ ne olduğudur. Yani onların öğretip üzerinden para kazandıkları Yoga’nın ve bütün felsefesinin kaynağı nedir? Bu felsefeler ve teknikler nereden öğrenilmiştir?
Verecekleri yanıt “Yoga metinleri” olacaktır. Peki nedir bu Yoga metinleri? Onların deyişiyle: “Vedik metinler” nedir bunlar? “Vedalar, Upanişadlar, Patanjali’nin Yoga Sutraları, Brahma Sutraları, Bhagavad Gita ve Hinduizm’in 6 Darşanası yani felsefe okuluna ait felsefi yazmalar”. Nedir bu sayılanlar? Hinduizm’in kutsal kitapları! Peki Hindu kutsal kitaplarından bağımsız ve Hinduizm’den öncesine tarihlenen Hindulukla ilgisi olmayan herhangi bir Yoga metni var mı? Yok...
Bu saydıkları “yoga metinleri”nde, istisnasız hepsinde hem mistik yoga felsefeleri hem de Tanrı/yarı tanrılar olgusu, “Hint Tanrıları” olgusu yan yana mı geçiyor? EVET!
Dolayısıyla ortaya bir iddia atılmakta, “Yoga Hinduizm’den daha eskidir” denmekte bu iddiaya karşılık “kanıtın nedir” şeklindeki soruya yanıt gelmemektedir. Acaba ticari Yogacılar hangi bilimsel ya da tarihsel belgeye/kitaba/metne dayanarak Yoga’yı Hinduizm’den ayırıyorlar ve Yoga’nın daha eski olduğunu iddia edebiliyorlar? Yoga’nın Hinduizm’den ayrı yalıtılmış kopuk bir felsefe olduğunun kanıtı nedir? Ticari Yogacıların Yoga ile ilgili kullandığı bütün felsefelerin ve tekniklerin Hindu kutsal metinlerinden veya Hinduizm’in ortodoks aştika felsefi okullarının Hinduizm ile bağlantılı yazılarından alındığını düşünürsek, hangi tarihsel metin/belgeye dayanarak Yoga ile Hinduizm ayrıştırılmaktadır? Bu tip sorulara ticari yogacıların verdiği herhangi bir yanıt yoktur, bu konudaki söylenilen tek şey, “Yoga Hinduizm’den eskidir evrenle beraber ortaya çıkıp insanoğluna verilmiştir” şeklinde, ilgili yoga okullarının kurucusunun, herhangi tarihselliği ve bilimselliği olmayan, kendi kişisel fikirleridir.
Ticari Yogacıların “Yoga metinleri” adı altında saydıkları bütün kaynaklar HİNDUİZM dininin kutsal kitaplarıdır! Yani elimizde "Yoga" ya ait en eski yazmalar, dahası Yoga kelimesinin kendisinin ve bütün felsefesinin kaynağı da Hindu kutsal kitaplarıyken, bugün öğrettikleri ve üzerinden para kazandıkları sistemin her bir ayrıntısını kendisinden öğrendikleri kaynak bu Hindu kutsal kitaplarıyken, bu kitaplarda onların deyişiyle “Hint Tanrıları” ve Yoga’nın bütün felsefesi yan yana geçerken "Yoga'nın hinduizm ile ilgisi yok" demek gerçekten de oldukça komik ve cahilcedir. Ama bu ayrım kasıtlı olarak yapılıyor aslında, Yoga’yı Hinduizm’den ayırma çabasının nedenini tahmin etmek zor değil: Kimi kesimlerin Yoga'dan soğumasını engellemek ve bu işten ekmek kazanmaya devam edebilmek. Yoga, Tanrı ile bir olmak, onda özümlenmek, Tanrı şuuruyla birleşmek, bir su damlasının okyanusla birleşmesi gibi onda yok olmak, karma, çakra, kundalini... ve daha bu tip konularda aklımıza gelebilecek tüm kavramlar Hinduizm kutsal kitaplarında geçen Hinduizm'e ait dinsel ifadelerdir, felsefelerdir.
Peki Yoga ne zaman ortaya çıkmıştır? Bilim adamlarına göre ilk kez Mö 1800 ya da 1500’lerde Rig-Veda’nın ortaya çıkmasıyla kök olarak/kavram olarak ortaya çıkmış ve yüzlerce yıl boyunca da geliştirilmiştir. Fakat sosyete Yogacıları bilim adamlarının bu görüşünü kabul etmez. Ancak ilginçtir, “Hinduizm ne zaman ortaya çıktı” diye sorarsanız “5000 yıl önce” derler. Yani Sosyete Yogacıları; iş, üzerinden para kazandıkları Yoga’ya gelince bilim adamlarının görüşlerini önemsemezler “Yoga Evren oluşurken insanlığa verildi, bilim adamları ne anlarmış!” derler ne var ki iş Hinduizm’e gelince batılı bilim adamlarının “Hinduizm 3000-5000 yıl önce ortaya çıktı” şeklindeki görüşlerini benimseyiverirler!
Oysa Hindulara göre de Hinduizm (gerçek adıyla Sanatana Dharma yani EZELİ Ebedi Dharma) denilen din evrenin oluşumuyla aynı anda ortaya çıkmıştır. Sosyete Yogacılarının yoga ile ilgili evren ile beraber ortaya çıkma kavramını öne sürmeleri tamamen kişisel inançlarından kaynaklanır, “evrenin oluşumunda orada mıydın” diye sorarsanız verecekleri yanıt bellidir, ya da evren oluşurken bir anda ortaya fırlamış bir “yalıtılmış” Yoga tekniklerinin ve kavramlarının olduğuna dair bir olağanüstü belge var mıdır? varsa nerde bu belge kaç yılına tarihlenmiş diye sorarsanız yanıt almanız mümkün değildir.
İDDİA 3: “Yoga’nın Hinduizm ile veya herhangi bir dinle, dinsel ayinlerle ritüellerle ilgisi yok”
YANIT: Ne bilimsel anlamda ne tarihsel anlamda ne de mantıksal anlamda, Yoga’nın ve Yoga’nın hedefini belirleyen “Tanrı ile birleşme” olgusunun bir anda fırlayıp ortaya çıktığına dair hiçbir kanıt yoktur. Yani “Tanrı ile bir olma” felsefesinden bahsedecekseniz ilk önce Tanrı’yı tanıtmalısınız! Daha yeryüzünde Tanrı nedir ne değildir belli bile değilken bir anda “Tanrı ile birleşme” felsefesi, teknikleri “Tanrı ile birliğe dönüş bileti” ortaya fırlamış olarak nasıl çıkabilir?
Binlerce yıl evvel Hinduizm’in ilk kutsal kitabı olan Rig-Veda ortaya çıktı sonra da Brahmanalar Aranyakalar ve Upanişad’lar. Her şeyden önce Varlık ile yokluk nedir, varlığın yokluktaki bağlantısı nedir? Evren nedir nasıl ortaya çıkmıştır? Bu soruların yanıtı olarak Tanrı kavramı ortaya çıktı tabi ki bu “ortaya çıkan” ya da çıkarılan olgular sadece belirli elit bir kesime hitaben ortaya çıkarılmadı, sakatından sağlıklısına, zekisinden kıt zekalı olanına, zengininden fakirine bütün halka hitaben ortaya çıktı! Bir sistemin evrensel olabilmesi için, her şeyden önce sıradan halka da hitap edebilmesi gerekir, çünkü çoğunluk onlardır. (sıradan) bir insan zora düştüğünde kime sığınacak? Yahut içinde olan tapınma ihtiyacını nasıl giderecek? Dolayısıyla ayin, ritüel tören dua olmadan bir sistem dallanıp budaklanamaz, halka inemez! Yoga yapamayan bir sakatın, yürüme engellinin, zihinsel engellinin de aydınlanabilme umudu olması gerekir ya da felsefi düşünme yeteneği fazla olmayan, bu işlere “kafası basmayan” birinin de aydınlanma umudu ve yolu olmalıdır! Ya da düşük zekalı insanların da aydınlanabilme umudu olması gerekir! Sıradan, geçim ve yaşam derdiyle hayatını sürdüren köylüler ne anlasın derin ve felsefi kavramlardan? Ya da sakat olan yaşamını sürdürmeye çalışan biri ne anlasın “yoga teknikleri”nden Asanalardan, Kundalini enerjisinden? Zaten bu yüzden Yoga’nın kaynağı Hindu kutsal metinlerinde ana hatlarıyla “Bhakti Yoga” (Tanrı aşkı ve Tanrı’ya dua/ibadet ile kurtulma), “Karma Yoga” (Eylemler ile kurtulma), “Jnana Yoga” (Mistik bilgi ve mistik yoga uygulamaları ile kurtulma) gibi çeşitli, en yüksek seviyelisinden en düşüğüne herkese hitap edecek kurtuluş yolları verilmiştir. En derin felsefi kavramları ve mistisizmi anlayabilecek olana ilgili mistik ve felsefi bilgileri verilmiştir ve bu yolla kurtuluş mümkün denmiştir, sıradan halka da kendi yapabilecekleri uygulayablecekleri bir yol verilmiştir “bu yolla kurtuluş mümkün” denmiştir.
Günümüzde ticari sosyete Yogacılarının iddia ettikleri gibi “dünyada kurtuluşa ulaşmak için bir yol var o yol da bizim kurumumuzdan geçiyor diğerleri hatalı! Diğerleri sizi ölüme bile götürebilir ama kurtuluş bizim kurumumuzdan, bizim akademimizden geçiyor verin parayı gelin öğretelim derin felsefesini aerobik hareketleri kurtulun” denmemiş, herkesin; sakatının, kıt zekalısının, üstün zekalısının, zengininin, fakirinin seviyesine göre ulaşabileceği kurtuluş yolları verilmiştir.
Toparlarsak, Hinduizm’de önce varlık ve yokluk kavramı, sonra da Tanrı kavramı açıklanmıştır, bu Tanrı’ya nasıl seslenileceği, ne diye anılacağı, Tanrı’dan neler isteneceği Hindu kutsal kitaplarında açıklanmıştır böylece halka da inilebilmiş ve dinsel ayinler ortaya çıkmıştır, bu ayinleri yönetenler ortaya çıkmıştır. Bunlardan başka, aynı kutsal kitaplarda, sıradan halkın çok da anlamayacağı, ama daha yüksek şuur seviyesine ulaşmış insanlara hitap eden, bu Tanrı’nın yapısının, evrenin ve doğanın yapısının hayatın amacının ne olduğu da anlatılmış; Tanrı’nın her şeyde, her şeyin içinde olduğundan, hareketli ve hareketsiz ne varsa o şeyin Tanrı’dan yoksun olmadığından, Tanrı’nın bütün evrene girişim yapan her bir atom parçacığının içinde bulunan enerji olduğundan, koca bir ateşten çıkan küçük bir kıvılcım misali, insanın özünün yani bireysel ruhun, evrensel ruhla olan ilişkisinden, birliğinden bahsedilmiştir. Bu tip mistik bilgileri anlayarak, idrak ederek yani Jnana Yoga yöntemiyle kurtuluşa ermek isteyenlere de bir çok kavram ve teknik verilmiştir. İşte günümüzdeki sosyete Yogacıları da aynı kutsal kitaplarda verilen bu mistik bilgiyle Tanrı’ya ulaşma yolunu almış ve aynı kaynaklarda verilen diğer bütün her şeyden yalıtmış, kendi çıkarları için tahrif ederek, kaynağından kopartmaya çalışarak ticari amaçlarla kullanmaya başlamışlardır.
Ticari yogacıların bunu yapma nedenleri ise çok açıktır, bu nedenler 2 tanedir:
1) Eğer Yoga eğitimi verirken insanlara Yoga’nın kaynağının Hindu kutsal kitapları yani Hinduizm olduğunu söylerseniz, insanların aklına Hindistan'ın fukaralığı, sokaklarda gezen Hint fakirleri, inekleri.. vs gelir ve sosyal statülerine yakıştıramazlar böylece para kazanamazsınız, insanları kendinize çekemezsiniz. İşte Ticari sosyete yogacılarının Yogayı Hinduizm’den ayrı bir şeymiş gibi göstermelerinin altında yatan gerçek nedenlerden biri budur.
2) İkinci neden ise dinsel nedendir. Sıradan bir insan yogaya ilgi de duysa en azından “elhamdülillah müslümanım” der, “light müslüman” da olsa, namazsız niyazsız sadece kağıt üzerinde müslüman da olsa yine de “dinim islam” der, ona yaptığı şeyin Hinduizm’e ait bir şey olduğunu söylerseniz ister istemez onları uzaklaştırırsınız ve Yoga üzerinden para kazanma yolunuz ortadan kalkar.
İşte bu nedenlerle ticari sosyete Yogacıları, Yoga’nın Hinduizmle veya herhangi bir dinle bağlantısının olmadığını iddia etmekte, hatta yukarda yazdığım kaygılarla kör parmağım gözüne “Günümüzde yogayı çökertenler Hindulardır” diyerek halkta oluşabilecek her tür, en küçük şüpheleri dahi ortadan tamamen kaldırmayı ve kendilerini güvenli limanlara çekebilmeyi amaçlamaktadırlar.
İDDİA 4: “Bir brahmin ile bir Yogi tamamen ayrı kişilerdir/şeylerdir”
YANIT: Öncelikle iddia edildiği gibi bir Brahmin ile bir Yogi ayrı kişiler olmak zorunda değildir. Hem Brahmin hem de usta yogi olan pek çok (sayılamayacak kadar çok) paramahamsa vardır, bu 2 kavramdan biri diğerini dışlamaz, felsefi anlamda mümkün değildir bu çünkü ikisi de aynı kutsal kitaplardan almaktadır öğretilerini, aynı kutsal kitaplardan beslenmektedir. Ancak kimileri işin daha çok dışsal yani sıradan halka hitap eden yönünü ele alır bu tip uygulamalara yönelir kimi ise sadece üst şuur düzeyindekiler için verilen bilgileri uygular ve bu yöne yönelir. Kimileri de ikisini de uygular ki çoğunlukla böyledir. Dolayısıyla bir Brahmin aynı zamanda usta bir Yogi de olabilir, bir Yogi aynı zamanda bir Brahmin de olabilir, ikisi de aynı kutsal kitaplardan yani Vedalardan, Upanişad’lardan, Bhagavad Gita’dan, Yoga Sutralarından, Brahma Sutralardan beslenmektedir. Hem dışsal (egzoterik) hem de içsel (ezoterik) öğretiler aynı kaynaklarda, Hinduizm’in kutsal kitaplarında açıklanmıştır. Zaten Yoga’nın en önemli kaynaklarından biri olan Upanişad’lar, Rig-Veda’daki egzoterik ve sembolik bazı törenlerin ritüellerin ezoterik anlamlarını açıklamaktadır, her bir Upanişad ilgili olduğu Veda Samhita’nın ismiyle birlikte anılır, Vedik metinlerde dinsel sembolik ritüeller ile ezoterik ve mistik felsefeler yan yana, birbirleriyle bağlantılı ve iç içedir, biri diğerinin açıklayıcısı, manası konumundadır aksi hali zaten düşünülemez. Ticari sosyete yogacılarının yaptığı şey, “orijinal yoga sistemi” adı altında aynı kaynaktan ezoterik felsefeleri alıp yalıtmaktan, başka bir kılıfa sokmaya çalışarak kendi çıkarları için kullanmaktan ibarettir.
İDDİA 5: “Patanjali, Hinduizm ile ilgisi olmayan bir Yogi idi”
YANIT: Patanjali’nin kim olduğuyla ilgili günümüzdeki çeşitli kişisel görüşleri değil de binlerce yıllık çeşitli metinlerin, ayrıca Patanjali’nin Yoga Sutralarının ne söylediğinin dikkate alınması daha yerinde olacaktır. Çeşitli dinsel metinler, Patanjali’nin, Hinduizm’in Şiva mezhebine bağlı bir Hindu olduğunu söylemektedir, günümüzde de özellikle Şivacı Hindulukta Patanjali’nin diğer Hindu mezheplerinde bulunmayan, ayrı bir yerinin olması da bu nedenle anlamlıdır. Binlerce yıllık Şivacı kutsal metni Tirumantiram’a göre Patanjali, Yogi Nandhi Deva’nın 7 öğrencisinden biriydi. Patanjali, kendisinden daha önceki Upanishad öğretilerinden de faydalanarak, Yoga Sutraları denilen, Yoga’yı ve tekniklerini kısaca tanıtan, özet niteliğinde kısa bir eser kaleme almıştır. Bu eserin amacı Tanrı’yı tanıtmak değildir çünkü Tanrı, daha önce diğer Hindu metinleri olan Upanişad’larda ayrıntılarıyla anlatılmıştır. Yine de Yoga Sutralarının çeşitli ayetlerinde Hindu konseptleriyle Tanrı açıklanmaktadır, örneğin Yoga Sutra 1.23’te:
“...ishvara pranidhanaadva”
“İşvara’ya bağlılıkla”
Patanjali, bu ayette Konsantrasyonun İşvara’ya bağlılıkla da sağlanabileceğini belirtmiştir. Peki nedir bu İşvara? Hinduizm’de Tanrı’yı tanımlamak için dile getirilen kavramlardan biri. Vedanta felsefesinde (upanişad felsefesi de diyebiliriz yani Hinduizm’in Upanişadlarından kaynaklanıyor) İşvara kavramı, Evrenin hakimi, hem evren hem de fazlası olan evreni kapsayan tezahür ederek “oluşturan” ve kendisine yabancılaşmış enerjilerini yok ederek/içine çekerek de yok eden varlığa/güce verilen isimdir. İşvara Brahman’ın /Brahman kavramının bir tezahür biçimidir.
Patanjali Sutra 1:24’te şöyle devam ediyor:
“Klesha karma vipaakaashayai paramrushtah purushavishesha Ishwarah”
"İsvara hem hem belirli olan hem de tüm evrenin içine girişim yapan, kusurlardan arınmış, hareketlerin ve sonuçlarıbnın dışında olandır"
Patanjali bu ayetin sonunda devam ediyor:
“İşvara’da her şeyi bilmenin tohumu sınırsızdır, zamana bağlı değildir o, eskilerin öğretmenidir, İşvara’nın sesi Aum’dur”
Diğer ayetlerde de örneğin 2.45’de Tanrı’dan ve her hareketin ona adanmasından bahsedilmektedir. Görüldüğü gibi Patanjali, Hinduizm’in Upanişadlarında anlatılan Tanrı kavramlarını, tanımlarını ve hatta “Aum” u da kullanmaktadır. Patanjali’nin Hinduizm ile ilgisi yoksa acaba kendisi Yoga Sutralarında hangi Tanrı’dan bahsetmektedir? Bahsettiği Tanrı için kullandığı “İşvara” kelimesi, bahsettiği Tanrı’nın özünü tanımlamak için kullandığı felsefi ifadeler acaba durup dururken Patanjali’nin kafasından bir anda fırlamış çılgın fikirler midir? Şüphesiz ki hayır.
Patanjali’nin Yoga sutraları, teolojik ya da dinsel açıdan yeni kavramlar, yeni bir sistem ortaya koyan bir metin değildir, zaten bu kadar kapsamlı bir metin de değildir var olan temelin (Hinduizm’in) üzerine inşa edilmiş, Yoga ile ilgili özet bilgilerdir. Aslında “inşa edilen” yeni bir şey de yoktur, patanjali, kendinden önce Upanişad’larda bulunan çeşitli dinsel/ Hindu fikirlerini Yoga teknikleri açısından süzmüş, “konsantre” etmiş ve Yoga tekniklerini anlatan kısa, özet bir metin yazmıştır.
Devam edecek...
20 Nisan 2010 Salı
Kaydol:
Yorumlar (Atom)
